Haber Kanalı: t24

Anasayfa
Kriz turizmin ensesinde; 13 otel konkordatoya gitti, 24 otel icralık oldu ... Devamını Oku

Geride kalan 2023 yılını turizm sektörü olumlu yanları ağır basan bir yıl olarak geçirdi. Ancak ekonomide yaşanan sıkıntılar turizme de yansıdı. Ekonomi gazetesinin haberine göre; icralık olan konaklama tesisi sayısı bir önceki yıla göre yarıya düşmekle beraber her ay iki tesis icralık oldu. 2023 yılında toplam 24 konaklama tesisi icralık oldu. Bu sayı 2022’de 42 olarak gerçekleşmişti. İcralık olan otel sayısı 2020 yılında 98 ile zirveye ulaşmıştı. Konkordatotakip.com’un Basın İlan Kurumu istatistiklerinden derlediği bilgilere göre, 2023 yılında konkordatoya giden konaklama işletmesi de 13 oldu. 2018-2023 yılları arasında toplam 307 otel konkordatoya gitti. Konkordatoya giden otel sayısı 2019 yılında 111 ile zirveye ulaştı. İflas ertelemenin kaldırıldığı 2018 ve 2019’daki konkordato fırtınasının ardından 2023’te bu alanda hareketlenme oldu. Sektör temsilcileri ortalama konkordato sürecinin yaklaşık 3 milyon TL civarında bir bedeli olduğunu söylerken, bu yüksek maliyetin birçok firma için caydırıcı olduğunu, çoğu firmanın bu yükün altına girmek yerine şirket kapanışı, tasfiye, tabela değişikliği gibi alternatiflere başvurduğunu belirtiyor. Konkordato sürecine giren bir şirket kendini korumaya alırken, şirketin alacaklıları konumundaki firmalar için de süreç zorlu geçiyor. ... Devamını Oku

CANLI |Beşiktaş 0-0 Fatih Karagümrük ... Devamını Oku

Trendyol Süper Lig'in 20. hafta mücadelesinde teknik direktör Fernando Santos yönetiminde ilk maçına çıkan Beşiktaş, Fatih Karagümrük'ü konuk ediyor. Tüpraş Stadı'nda oynanan maçı 'nin yönetiyor. Karşılaşma beIN Sports 1 ve TOD dijital platformunda yayınlanıyor. Ligin 19 haftalık ilk bölümünde bekleneni veremeyen siyah-beyazlı ekip 10 galibiyet, 7 yenilgi ve 2 beraberlik sonunda 32 puan toplayarak 4. basamakta yer alıyor. Fatih Karagümrük ise 20 puanla 15. sırada bulunuyor. Beşiktaş'ta başkan Hasan Arat tarafından göreve getirilen Portekizli teknik adam Fernando Santos, bugün ilk kez siyah-beyazlı takımın başında sahaya çıkacak. Tüpraş Stadı'nda Beşiktaş taraftarlarının karşısında yeni görevine başlayacak Santos, siyah-beyazlı takımda bu sezon Şenol Güneş, Burak Yılmaz, Rıza Çalımbay ve Serdar Topraktepe'den sonra kulübede görev alan 5. teknik adam olacak. Santos'un yanı sıra siyah-beyazlı takımın ara transfer döneminde kadrosuna kattığı Jonas Svensson da görev verilmesi halinde ilk kez Beşiktaş formasıyla sahada yer alacak. : Mert, Onur, Bakhtiyor, Tayyip Talha, Umut, Amir, Salih, Gedson, Rashica, Semih, Cenk : Emre Bilgin, Biraschi, Dresevic, Rohden, Can Keleş, Eysseric, Güven Yalçın, Lasagna, Levent Mercan, Kourbelis, Salih Dursun ... Devamını Oku

Ertuğrul Özkök: Las Vegas Sphere şovunda Türkiye'den üç kartpostal ... Devamını Oku

Hatırlayın, eylül ayında Las Vegas'ta açılan “Sphere'le ilgili olarak şunu yazmıştım: O bir kehanetti… İşte o dünyaca ünlü “Küre'ye dün girdim ve şimdi yazacaklarım artık bir kehanet değil, iddialı bir yakın gelecek tahmini… Las Vegas “Sphere'i' dünyada sadece eğlence değil, sinema anlayışını da çok köklü biçimde etkilemeye başladı. Şovda Türkiye'den de üç kartpostal var. Ama önce Sphere'i anlatayım. Sphere, 29 Eylül 2023 akşamı açıldı. 3 Eylül günü, en büyük arzum bu Küre'nin açılışında bulunmak diye yazmıştım. Ancak bir sponsor bulamadığım için o açılışa katılamadım ve dolayısıyla açılıştaki U2 Achtung Baby konserini de kaçırdım. Şimdi Dünya Teknoloji Fuarı (CES) için davetli olarak Las Vegas'dayım ve dün gece nihayet merakla beklediğim o devasa Küre'nin içine girdim. Tahminim eksikmiş bile… Bir şov küresi değildi girdiğim yer. Bambaşka bir metaverse evrendi. 29 Eylül akşamı, dünya konser kültürünün değişmesi anına tanık olamadım. Dün gece 'nin “Postcard From Earth" (Yeryüzünden Kartpostal) adlı filmi ile dünya sinema izleme kültürü tarihinde bir dönüşüme tanık oldum. U2 konserini kaçırdığım için çok üzülmüştüm ama şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Sphere'deki şahsi tarihimin açılışını bu muazzam şov ile yaptığım için çok mutlu ve şanslıyım. Çünkü seyrettiğim şey artık bir film değildi ve ben bir sinema sahnesinde değildim. 360 derece bir kainatın içinde, 270 derece bir ekranda yepyeni bir “şey" izliyorsunuz. Şöyle düşünün… İnsanın gözü ovaldir. Açıları yatay olarak 178 derece, dikey olarak ise 135 derece. Bu fiziki hareketlilik içinde gözümüzün dikey görüş açısı 60 derece yukarıya, 75 derece de aşağıya doğru. Gözünüz için bu kadarcık bir dünyanın 270 derecelik bir kainata dönüştüğünü hayal edin… Hemen söyleyeyim. Hayal edemezsiniz… Bunu o Küre'nin içine girip yaşamanız lazım. Aronofsky'yi bizler “Siyah Kuğu' ve “Whale' filmiyle tanımıştık. Ama burada onunla hiç ilgisi olmayan bir yönetmen var. Yaşadığımız dünyada hayat sulardan başladı. Film de sulardan başlıyor, oradan kuşlara, sonra karalara geçiyor. Hangisine inanıyorsanız; “Allah"ın veya “Büyük Patlama"nın yarattığı kainat içinde küçücük bir yer dünyamız… İşte orada insan yaratıldıktan sonra her şey değişiyor. Aronofsky 50 dakika boyunca bize insansız ve insanlı yeryüzünü anlatıyor. 18 K çözünürlüklü bir teknoloji ile seyrediyorsunuz bu dünyayı. Saniyede 60 kare geçiyor gözünüzün önünden. Suların altına giriyorsunuz. Dev şeytan mantaları işte o 270 derecelik evrende üzerinizden uçarcasına geçiyor. Ve siz yerinizde otururken görüş açılarınızın arkasında da bir şeyler oluyor, bir süre sonra onları da görmeye başlıyorsunuz. Bu kainatta her şey devasa… Beni en çok etkileyen sahnelerden biri bir opera binasında çekilen sahnelerdi. Bugüne kadar yüzlerce defa dünyanın en ünlü opera binalarında bulundum. Localarından, partere her yerinde oturdum. Bir insan gözünün bir opera binasını bu şekilde görmesi mümkün değil. Birini size göstermesi gerekiyordu ve Aronofsky bunu yapıyor. Bugüne kadar hep seyirci tarafındayken, sahnenin bir anında kendinizi opera seyircisinin karşısında buluyorsunuz. Tam anlamıyla, “Siz oradasınız. Ben de buradayım" duygusu… Bir başka etkileyici sahne de, boyutlarının metrelerce üzerinde bir erkek filin önünüzden ağır ağır yürüyerek geçişiydi. Hayatımızda bildiğimiz “Şeyler" aggrandize olunca onlarla ilgili algımız da altüst oluyor. Ve bunun bir de dördüncü boyutunu yaşıyorsunuz aynı anda. Aggrandize erkek filin attığı her adım, Jurassic Park'taki en devasa dinozoru bile solluyor ve siz hem o sesi, hem de filin ayaklarının yarattığı rezonansı oturduğunuz koltukta yaşıyorsunuz… Dikkat edin “HissediYorsunuz" demiyorum. Çünkü bu “Kürenin" içinde, bildiğiniz kelimeler anlamlarını kaybediyor. “Seyretmek', “dinlemek" “izlemek" fiillerinin hiçbir anlamı kalmıyor. Artık bu alemde size kalan tek duyusal davranış, “yaşamak" oluyor. Aronofsky “hatırlamak" fiilinin de anlamını değiştiriyor. Gittiğimiz bir yeri hatırlamanın bildiğimiz yöntemlerinden biri “Kartpostallardır" Kartpostal… Bir tarafında gittiğimiz yerin güzel çekilmiş bir fotoğrafı… Arka tarafı ise yarısı sizin mesajınıza, öteki yarısı ise bu kartpostalın gideceği yerin adı, soyadı ve adresi… Elli dakika boyunca “İnsanlı dünyamızdan" 270 derece görüntüleri yaşıyorsunuz. Aronofsky'nin gözü bizimkinden farklı. Kullandığı çekim teknikleri de öyle… Orada 270 derece olarak ama normal hayatta asla göremeyeceğiniz bir küre olarak kafanıza yerleşen o görüntüyü kartpostala çevirmek mümkün değil. Onun için size şunu söyleyeyim. Sphere açıldığından beri milyonlarca Instagram paylaşımı yapıldı. Ama onlar size içerde gördüğünüzün çok küçük bir bölümünü aktarıyor. Evet, klasik gözle iki boyutlu olarak görebildiğiniz küçücük şey. Çıkarken aklınıza şu soru takılıyor… Yarının “Metaverse alemi nasıl bir şey olacak?" Devekuşlarının gözleri beyinlerinden büyük… Ahtapotların 9 beyni var. Hayvanlar dünyasında en büyük göz, mürekkep balığının gözüdür. Bir gün insanoğlunun görme kabiliyeti beyninden daha büyük hale gelebilir mi? Bir düşünün… Beyin dediğimiz şey bugün bize “makuliyetten" çok önyargıyı, gerçekten çok görmek istediğimizi gösteren bir organ haline dönüşüyor durmadan. Yoksa hangi makul beyin bugün dünyanın canına okuyan, bize savaştan ve despotluktan başka hiçbir şey vadetmeyen popülist liderlerin peşine takılıp gidebilirdi… Acaba dünyayı, insanlığı kurtaracak tek umut, görme kabiliyetimizin beynimizin üzerine çıkması olabilir mi? Ben bu deneyimden çıkarken kendimi işte böyle bir tartışma içinde buldum. Ama isteyen “Bırak kardeşim bu bir şov; şov dediğin şey şovdan ibarettir, kafamızı karıştırma" diyebilir. Ama unutmayın ki size bunu söyleyenler çoğunlukla sizden “kendi düşüncelerine biat etmenizi isteyen" insanlardır. Neyse ben bu komplike tartışmayı kesip yine Küre'nin içine döneyim. Aronofsky'nin bize 270 derecelik açıyla gezdirdiği dünyamızdan gönderdiği kartpostallardan üçü de Türkiye'den… (*) Biri Kapadokya'da Ihlara Vadisi'nden… Mars'ın Dünya'daki yansıması gibi duran bu canlı kartpostal, balonla seyahat etmenin ne olduğunu anlatıyor. (*) İkinci Kartpostal Galata Köprüsü'nden… 1 Ocak günü Gazze yürüyüşünün yapıldığı bu köprünün başka bir insan kalabalığı ile çekilmiş bir kartpostalı bu… (*) Üçüncüsü ise Sultanahmet olduğunu tahmin etiğim (Ama emin değilim) bir camiden. Önce gerçek manada estetik bir caminin iç mekanının, içinde bulunduğunuz bu küre haline gelişine tanık oluyorsunuz. Artık o caminin içindesiniz. Sonra bu 270 derece evrende bir sema törenine katılıyorsunuz. Aggrandize olmuş semazenlerin dansı, kürenin içinde bambaşka bir hale dönüşüyor. Önünüzde artık “yaratılışın koreografisi" var. Gözleriniz beyninizin yerini alıp onun tahakkümünden kurtulduğu zaman semazenler de sadece Müslümanlığın coğrafyasında kalmayıp, küresel keşişler haline dönüşüyorlar. Gözleriniz beyine biat etmekten kurtulup, özgürleştiğinde, “hissetmek" fiili de gerçek manasını kazanıyor. Ve şunu hissediyorsunuz… “Hepimizin kurtuluşu" olacak “Küresel bir inanış ve ibadet mümkün…" Her dinin müminlerini kızdıracak bir his belki ama gözleriniz özgürleşince kartpostallar size daha barışçı bir dünyanın mümkün olduğu umudunu veriyor. O anda Sphere de bir Küre olmaktan çıkıp, “küresel bir mabede" dönüşüyor. Filmin yönetmeni Darren Aronofsky, kendi resmi Instagram hesabında bu gösteriden iki canlı kartpostalı paylaşmış. Biri aggrandize bir erkek filin önümüzden geçtiği o sahne… Kim bilir belki de azmanlaşmış erkek tahakkümünün fecaatini anlatmak istiyordur bize. Öteki ise Ihlara Vadisi'nde balonların gökyüzüne yükselişi… Arzu ederseniz bunu yönetmenin mavi noktalı “darrenaronofsky" adlı resmi hesabından görebilir. Ama yine uyarayım. Bu görüntüler iki boyutlu ve içerde yaşadığınız “şey"i asla anlatmıyor size… Kürenin gösteri evreninin dışındaki bölge ise robotlara aitti. Özellikle bir kadın robotun önünde uzun uzun kaldım. Sadece yüz ve ellerine deriye benzeyen bir ten yerleştirilmiş bir robot bu. Yani kadının beyni ve iç organları açıkta… Onların yerine lüks bir İsviçre saati gibi mekanik parçalar ve devreler görmeniz sizde tuhaf bir duygu yaratıyor. İçgüdüsel bir biçimde “Kadının beynini görüyorum ama anlayabiliyor muyum?" sorusu kafanıza yerleşiyor. Maalesef Allah beni yaratırken, mühendislik ve fizik bilimi yetenekleri vermemiş. Şeffaf biçimde önümde duran kadının beynine uzun uzun baktım. Ama hiçbir şeyi çözemedim. Buna karşılık üzerinde ten bulunan yüzündeki mimikleri ve çok başarılı biçimde hareket eden ellerinin dilini galiba çözdüm. Las Vegas'a teknoloji ile ilgili trendleri görmek için geldim. Ama gezimin ilk durağı Sphere oldu… Biraz ilerdeki otelin devasa salonundan geçip kaldığım otele giderken yoldaki bir pankartın önünde durdum. Üzerinde şu yazıyordu: “Burada olan her her şey, sadece burada olur…" “Las Vegas'ta yaşanan her şey Las Vegas'da kalır" sözünün değişik bir versiyonu… Galiba böylesine bir kültürel hayalperestlik ancak burada olabilir. Ama ben burada yaşadığımı burada bırakmayıp, size anlatmaya karar verdim. Sadece bir bölümünü anlatabildim. Çünkü görmeden anlamak çok kolay değil. Gelip burada yaşamak lazım. Son bir not… Sphere’ın dış ekran görüntülerinden en çok bu gülümseme emojisini sevdim. Kapkara hale gelmiş umutsuzluğumda küçücük bir umut gibi göründü gözüme… “Her şeye rağmen" dedim. La vita e bella… ... Devamını Oku

Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'de 16. haftanın erteleme müsabakasında Çaykur Rizespor'la deplasmanda karşılaşıyor. Çaykur Didi Stadı'nda oynanan mücadeleyi hakem yönetiyor. Müsabaka, beIN Sports 1'den canlı yayınlanıyor. Ligde oynadığı son 5 karşılaşmada 1 galibiyet alan Beşiktaş, oynadığı son maçta Kasımpaşa'ya 3-1 mağlup oldu. Ligde geride kalan maçlarda 9 galibiyet, 2 beraberlik ve 7 yenilgisi bulunan siyah-beyazlı ekip 29 puanla 6. basamakta bulunuyor. Beşiktaş'la aynı puana sahip Çaykur Rizespor ise averajla 5. sırada yer alıyor. : Gökhan, Taha, Anıl, Emirhan, Hojer, Shelvey, Olawoyin, Varesanovic, Benhur, Zeqiri, Gaich : Mert, Onur, Bakhtiyor, Tayyip Talha, Umut, Amir, Demir Ege, Gedson, Rashica, Semih, Cenk ... Devamını Oku

İletişim

iletisim@erkanhaberajansi.com

Sosyal Medya

2024 - © - erkanhaberajansi.com