Emekliye ek zam gündemde yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Kabine Toplantısı ardından açıklamalarda bulunuyor. Merak edilenler arasında ise Emekliye ek zam açıklandı mı? SON DAKİKA! Cumhurbaşkanı Erdoğan emekli maaşını açıkladı mı? soruları yer aldı. EMEKLİYE EK ZAM AÇIKLANDI MI? Kabine Toplantısı sona erdi. Milyonlarca vatandaşın merakla beklediği emekliye ek zam ile ilgili henüz açıklama gelmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasına devam ediyor. Açıklamanın ardından haberimizi güncelleyeceğiz. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN EMEKLİ MAAŞI AÇIKLAMASI NEDİR? Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine Toplantısı ardından açıklama yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar; "Yeni miladi yılın ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Rabbim'den niyaz ediyorum. Pençe-Kilit Harekat bölgesinde şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Yaralı askerlerimize Rabbim'den acil şifalar temenni ediyorum. Saldırıların ardından şehit yakınlarımızın bir kısmıyla telefonda görüştük. Şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmadık. Son 5 günde Suriye ve Irak'taki terör unsurlarına düzenlenen hava harekatları neticesinde 114 hedef vuruldu, 78 terörist etkisiz hale getirildi. Milli İstihbarat Teşkilatımız, 12 Ocak'tan bu güne kadar terör örgütüne ait toplam 60 kritik alt yapı ve mühimmat tesisini imha etmiştir. Türkiye'nin kararlılıkla uyguladığı terörü kaynağında bertaraf etme stratejisi en çok bölgemizde bir 'teröristan' kurma hesabı yapanları rahatsız etmiştir. Türkiye bölücü elebaşlarını kendilerini güvende hissettikleri yerde imha ettikçe, ülkemize saldırılar artmıştır. Sınır ötesi operasyonlarla ülkemizi terör koridoruyla kuşatma senaryosunu yırtıp attık. Sınır ötesi harekatlarımız, Türkiye'yi düzensiz göç dalgası üzerinden, iç karışıklığa sürüklemeye dönük oyunları da boşa çıkarmıştır. Sınırlarımız ötesindeki askeri mevcudiyetimiz vatanımızın güvenliği vatandaşımızın huzuru için hayati öneme sahip. Bundan geriye dönüş asla söz konusu olamaz. Türkiye, başarılı sınır ötesi operasyonlarıyla toprakları üzerinde ameliyat yaptırmayacağını çok açık ve net göstermiştir. Yapacağımız yeni harekatlarla geleceğimizi güvence altına alacağız. Söz konusu terörle mücadele olduğunda kimliği ne olursa olsun herkes ya yanımızda yer alır, ya da karşımızda. Bu işin ortası yoktur. Bu hususta çok netiz. Terör örgütünü dışardaki destekçileri ve içerdeki uzantılarıyla beraber tamamen yok etmenin boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz. " KABİNE TOPLANTSI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AÇIKLAMASI CANLI! ... Devamını Oku

Tarihi bin beş yüz sene evveline uzanan Ayasofya Camii’nde büyük yenilik başlıyor… 86 yıllık aradan sonra 2020’de tekrar cami olarak ibadete açılan tarihî mabedin bir kısmı artık biletle ziyaretçi ağırlayacak. YABANCI TURİSTE 25 EURO Bugün başlayacak uygulama ile Ayasofya Camii’nin Bizans mozaiklerinin yer aldığı galeri katı, ayrı bir girişle yabancı ziyaretçiler tarafından 25 euro, yerli ziyaretçilerce ise MüzeKart ücreti karşılığında ziyaret edebilecek. Alt kısımdaki ibadet alanı ise ücretsiz olacak. Peki, bu kararın neticeleri ne olacak; tek mekânda ibadet ile ziyaret sağlıklı şekilde ayrılabilecek mi? OSMANLI'DA DA TURİST AĞIRLANMIŞ Sanat tarihçisi Doç. Dr. Sedat Bornovalı “Camilerde her alan ibadete açık değildir. Ayasofya’nın üst kat galerisi de şimdi sadece ziyaretle kısıtlandı. Oradaki mozaiklerin görülebilmesine imkân tanıyan bir ziyaretçi düzenlemesi yapıldı. Zaten üst kat galerinin Osmanlı döneminde de ibadet için kullanılmadığını görüyoruz. Yerde halı olmadığı, fesli bir rehberin şapkalı bir ecnebiyi gezdirdiğine dair görüntüler var. Şimdi de turistler telsiz kulaklık sistemiyle sessiz bir şekilde camiyi gezebilecekler” diyor. “BEDAVA” DİYE GELİYORLARDI Yoğunluğa değinen Bornovalı “Turistler ibadet saatlerinde de Ayasofya’nın İslam ibadethanesi olarak nasıl kullanıldığını da yukarıdan takip edebilecek. Bu ziyaretçilere bir fırsat oluşturacaktır. Öte yandan Ayasofya ibadethaneye çevrildikten sonra ‘Nasıl olsa bedava’ mantığıyla bakmaya gelen insanlar oldu. Bir sürü tur programına dâhil edildi. Şimdi üst galeri için düşük sayılamayacak bir bilet ücreti tespit edildi. Dolayısıyla 25 euro kendi başına belirli kesimleri caydıracaktır. Şimdi gerçekten kültür varlıklarına kıymet veren turistler bu ücreti verip ziyarete gelecek” ifadesini kullanıyor. İBADET VAKİTLERİNDE NASIL OLACAK? Tarihçi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci ise Osmanlı İmparatorluğu’nun son devrinde de Ayasofya Camii’nin üst galerisinin ziyaret yeri olduğunu, suretlerin kapalı olmasına rağmen zaman zaman diplomatlar gibi bazı imtiyazlı ziyaretçilerin nadiren burayı gezdiklerini ve ibadeti yukarıdan seyrettiklerini ifade ediyor. Ancak Prof. Dr. Ekinci sözlerini şöyle devam ettiriyor: “Batı’da da kiliselerin bazı müstakil yerleri ziyaret kısmı olarak kullanılmaktadır. Bunlarla mabetlere gelir sağlanmaktadır. Ancak Ayasofya Camii’nin üst kısmı, mekândan ayrı değildir. Bu sebeple ziyaretlerin mabedin maneviyatına saygılı şekilde yapılması sağlanmalıdır. İbadet vakitlerinde bunu yapmak kolay olmayacaktır.” BİLET GELİRİ CAMİ İÇİN HARCANACAK Ayasofya, camiye dönüştürülmeden önce -o zamanki kıymetiyle- yılda yaklaşık 400 milyon liradan fazla bilet gelirine sahipti. Yeni dönemde bundan daha fazla gelir elde edilmesi planlanıyor. Bilet gelirinin mabet için kullanılacağı ifade ediliyor. YÜZYILLARA MEYDAN OKUYAN MOZAİKLER Ayasofya’nın üst katındaki galeride yabancı turistlerin alakasını çekecek neler var? Doç. Dr. Sedat Bornovalı bunu şu sözlerle açıklıyor: “Üst kat galeride birden fazla kompozisyon bulunuyor. İnsan resminin olmadığı bezemeler var. Ancak insan figürlerinin yer aldığı tarihî imparatorluk panelleri de yer alıyor. Bir de deisis (şefaat) diye tabir edilen sahneler mevcut. Üst kattaki mozaiklerin farklı tarihî geçmişleri var. Bunlar, 10 ile 12. yüzyıl arasında farklı devirlere ait mozaikler.” KUYRUKLAR DEVAM EDECEK Türkiye vatandaşı olmayan kişiler de Ayasofya’nın ibadet kısmına girebilecek. Bu sebeple mevcut ziyaretçi kuyruklarında büyük azalma yaşanmayacağı düşünülüyor. ... Devamını Oku

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Amerikan MSNBC kanalına Yemen'e yapılan son saldırıyı değerlendirdi. Kirby, Kızıldeniz'deki saldırılarına devam eden Husileri İran'ın desteklediğini herkesin bildiğini ve Tahran'ın bu desteği kesmesi gerektiğini söyledi. "Tansiyonu artırmak istemiyoruz, son birkaç gündür Husilerle yaşananların ötesinde bölgede tansiyonu artırmak için bir neden yok. Gerilimi onlar artırdılar. İran'la bir çatışma peşinde değiliz" yorumunu yapan Kirby, Kızıldeniz'deki gemi trafiğinin normale dönmesini arzu ettiklerini dile getirdi. ABD Başkanı Joe Biden, dünkü açıklamasında, Kızıldeniz'deki saldırılarına misilleme olarak Amerikan ve İngiliz ordularının Yemen'de Husilere ait bazı hedefleri vurduğunu açıklamıştı. Saldırıların, Husilerin Kızıldeniz'deki eylemlerine doğrudan misilleme olduğunu belirten Biden, sonuncusu 9 Ocak'ta gerçekleşen ve Husilerin doğrudan Amerikan gemilerini hedef aldığı bir dizi saldırıya uluslararası koalisyonla yanıt verdiklerini kaydetmişti. KIZILDENİZ'DE DURUM İran'ın desteklediği Yemen'deki Husiler, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına tepki gerekçesiyle 31 Ekim'den bu yana Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu söyledikleri ticari gemilere el koymaya ve bazılarına da dron ve füzelerle saldırılar düzenlemeye başladı. ABD güçleri bu süreçte birçok kez Yemen'den atılan füze ve kamikaze dronları düşürdüğünü duyurdu. Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi, Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı aldı. ABD, küresel deniz ticareti güvenliği tehlikeye girdiği gerekçesiyle 18 Aralık'ta bir grup ülkenin katılımıyla Husi güçlere karşı "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu "deniz görev gücü" oluşturulduğunu açıkladı. Kızıldeniz'de 31 Aralık'ta İsrail'le bağlantılı gemiyi ele geçirmeye çalışan Husilere ait 3 sürat teknesi ABD helikopterleri tarafından ateş altına alındı. Husiler, 10 Ocak'ta da İsrail'e destek olduğu gerekçesiyle Kızıldeniz'de ABD'ye ait bir geminin füze ve kamikaze dronlarla hedef alındığını bildirdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 11 Ocak'ta ABD ve Japonya tarafından sunulan ve Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarının acilen sonlandırılmasını talep eden karar tasarısını kabul etti. Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan Süveyş Kanalı üzerinden küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'si yapılıyor. ... Devamını Oku

Sanayide AR-GE (araştırma-geliştirme) hizmetlerine daha büyük önemin verileceği bir dönemin kapısı aralanıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, "Sanayi Doktora Programı" kapsamında, sanayide doktoralı araştırmacı istihdamını teşvik edecek. ÜNİVERSİTELERLE EL ELE Bu kapsamda üniversite ve kamu iş birliğiyle ihtisaslaşmış AR-GE ve Yenilik Platformları oluşturulması planlanıyor. Söz konusu platformlar aracılığıyla Ürünleştirme Yol Haritaları (ÜYH) hazırlanacak ve bu çerçevede yeşil dönüşüme yönelik ürün geliştirilmesi için Ürünleştirme Programları (ÜPG) desteklenecek. Yatırım Tabanlı Girişimcilik Destek Programı ile TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim Programı (BİGG) Fonu da hayata geçirilecek. Böylece girişimcilere yatırım tabanlı destek verme imkanı doğacak. "BİLİM AĞI PORTALI" KURULUYOR Uluslararası araştırmacıları bir araya getirmek amacıyla Bilim Ağı Portalı kurulacak. Başta TÜBİTAK yetkinlik analizi olmak üzere veriye dayalı analizler kullanılarak üniversiteler desteklenecek. Temel Bilimlerde Genç Beyinler Projesi ile devlet üniversitelerinde fizik, kimya, biyoloji ve matematik alanlarından birinde doktora eğitiminin tez aşamasında olan araştırma görevlilerine burs desteği verilerek yurt dışında araştırma yapma imkânı sağlanacak. ... Devamını Oku

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, başkent Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 81 şehrin valisiyle bir araya gelerek önemli uyarılarda bulundu. Türkiye gazetesinin haberine göre, mali disiplinin sağlanması konusunda valilere önemli görevler düştüğünü belirten Şimşek, birçok alanda yapılması gerekenleri sıraladı. TAŞIT VE TANITIM GİDERLERİNE DİKKAT ÇEKTİ Bu kapsamda tasarruf tedbirlerine uyum, harcamaların rasyonelleştirilmesi, yerelde yapılan kamu yatırımlarının takibi, kayıt dışılıkla mücadele, sosyal yardımların etkin kullanımı ve deprem harcamalarında vatandaş farkındalığının artırılması gibi hususlarda valilerden destek istedi. Taşıt kullanımından, tanıtım giderlerine kadar alınması gereken tedbirlere değinen Bakan Şimşek, Valilerimiz illerinde; gerekli tedbirleri almalı, uygulamayı izlemeli ve uygulamaları denetlemeli” diye konuştu. İHRACAT VE İSTİHDAMA KATKI HEDEFİ Söz konusu harcamaları valiliklerimizin desteğiyle gözden geçireceklerini dile getiren Şimşek şu uyarılarda bulundu: "Harcamalarda mükerrerlik var mı? Harcamalar istenen sonucu sağlıyor mu? Harcamaları daha düşük maliyetle gerçekleştirmek mümkün mü? gibi soruları detaylıca değerlendireceğiz. Buradan sağlayacağımız kaynağı nitelikli büyümeye, ihracata ve istihdama aktaracağız. Valiliklerimiz kısıtlı kamu kaynaklarını tasarruf anlayışı içinde, öncelikli alanlara kullanmalıdır. Dolayısıyla kamu yatırımları titizlikle takip edilmeli ve aksayan noktalarda merkez düzenli olarak bilgilendirilmeli." KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELEYE ÖNEM Kayıt dışılık ile mücadele kapsamında saha denetimlerinin önemine dikkat çeken Şimşek, "İçişleri Bakanlığı iş birliği ile kayıt dışı satılan malların tespitine yönelik denetimlere devam edeceğiz. İçişleri Bakanlığımız ile günübirlik kiralamaların tespitine yönelik de yakın temas içindeyiz. Saha denetimlerinde bir diğer alan da akaryakıt, tütün mamulleri ve alkollü içkilere yönelik denetimler. Denetimlerde önemli miktarda kaçak akaryakıt, bandrolsüz alkollü içki ve tütün mamulü yakalandı. Bu alanda oluşan kayıt dışılık doğrudan bütçe gelirlerini olumsuz etkiliyor" dedi. Bu yılki bütçeden sosyal yardımlara 497 milyar lira kaynak aktardıklarını ifade eden Şimşek "Bu kaynağın 120 milyar lirası, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’na aktarılacak. Ancak fon kaynaklarını daha etkin kullanmalıyız. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızı tespit ederken ve yardım yaparken; sosyal adaletin gözetilmesi, mükerrerliklerin önlenmesi ve iş gücüne katılıma da mâni olunmaması konusunda hassasiyet gerekiyor" diye konuştu DEPREM İÇİN KAYNAKLAR SEFERBER EDİLDİ Şimşek, 6 Şubat 2023'teki deprem felaketi sonrası afet bölgesinin ayağa kaldırılması ve depremzede vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması için 2023 bütçesinden yaklaşık 950 milyar lira harcadıkları bilgisini verdi. Deprem sebebiyle alınan gelir tedbirlerinin toplamının 404 milyar lira olduğunu belirten Şimşek, şunları söyledi: "Yani yaptığımız harcamalar topladığımız vergilerin yaklaşık 2,4 katı. 2024 yılında ise bütçeden deprem harcamalarında kullanılmak üzere 1 trilyon 28 milyar lira kaynak ayırdık. Devlet olarak kaynaklarımızı seferber ettik, etmeye de devam edeceğiz." ... Devamını Oku

Hakkındaki soruşturma kapsamında çağrıldığı ifadeye gitmemesi nedeniyle "Kongrenin çalışmasını engellemekle" suçlanan Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın Kongredeki bir toplantıya kısa süreliğine izleyici olarak katılması tartışmalara neden oldu. Cumhuriyetçi vekil Nancy Mace, Biden'ın salona girip oturmasının ardından hitabını ona yönelterek, "İlk sorum şu: Hunter Biden'a bugün buraya gelmesi için kim rüşvet verdi? İkincisi, siz beyazların ayrıcalıklı olmasının somut örneğisiniz. Buraya Denetim Komisyonuna gelip bizim yüzümüze tükürüp Kongrenin ifade çağrısını göz ardı ediyorsunuz. Neden korkuyorsunuz?" şeklinde konuştu. 'APTALCA ÖDÜLLER' Hunter Biden'ın "siyasi şov" yaptığını savunan Mace, oğul Biden'ı politik oyunlar oynayıp "aptalca ödüller" kazanmaya çalışmakla suçladı. Biden'ın oğlunun derhal salonda yakalanıp hapse gönderilmesi gerektiğini de savunan Mace, Kongrenin ifade çağrısını göz ardı etmenin her bakımdan suç olduğunu ifade etti. Daha sonra bir diğer Cumhuriyetçi vekil Marjorie Taylor Greene söz alarak Biden'a sert sözlerle yüklendi ve kendisinin "sözlerinden korktuğunu" savundu. Greene, salondan ayrılan Biden'ın arkasından "İşte bu çok kötü oldu" sözlerini sarf etti. Toplantıdaki gerginlik ve Demokrat vekillerle Cumhuriyetçi vekiller arasındaki atışmalar da canlı yayında ekranlara yansıdı. Meclis Adalet Komitesi ile Denetim ve Hesap Verebilirlik Komitesi Başkanları, geçen hafta yaptıkları ortak açıklamada, Hunter Biden aleyhindeki suçlama dosyasını bu hafta açıklayacaklarını duyurmuştu. Cumhuriyetçiler, Kongreye ifade vermeye gelmeyen Hunter Biden aleyhindeki suçlamayı öncelikle ilgili komitelerde gelecek hafta oylayacak; söz konusu komitelerden geçmesi halinde Biden aleyhindeki oylama Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'na gelecek. Temsilciler Meclisinde, Cumhuriyetçilerin çoğunluğu elinde bulundurması nedeniyle oylamanın Hunter Biden aleyhinde sonuçlanmasına kesin gözüyle bakılıyor. ... Devamını Oku

ABD'de siyaset, medya, sanat ve iş dünyasından çok sayıda ismin karıştığı "Epstein Adası" skandalına ilişkin davada dosyalar açıldıkça korkunç detaylar ortaya çıkıyor. New York Polis Teşkilatı eski Toplum Koordinatörü Erhan Yıldırım, suçun küresel nitelik arz ettiğini ve MOSSAD merkezli ağın özellikle savaş, deprem ve fakirliği kullanarak her yıl binlerce çocuğu kaçırıp kirli emellerine alet ettiğini belirtiyor. KAYIP ONBİNLERCE ÇOCUK Birleşmiş Milletler verilerine göre son 10 yıllık dönemde çocuk kaçırma oranının en yüksek olduğu ülkeler Suriye, Irak, Somali, Kongo, Burkina Faso ve Çad olarak sıralanıyor. Suriye merkezli İnsan Hakları Ağı, savaş sebebiyle Suriye içerisinde kaçırılan binlerce çocuk olduğu bilgisini paylaştı. Kurum yöneticilerinden Abdullah Bessam, “Biz kurum olarak kız- erkek karışık 3 bin 105 çocuğun kaçırıldığını tespit edebildik. Bu sayı sadece bizim tüm kaydedebildiğimiz. Hiçbir kayıt alınamayan binlerce çocuktan hiçbir iz kalmadı. Özellikle Batı ülkelerine göçen ailelerin birçoğu çocuğunu kaybetti” dedi. Başta Almanya olmak üzere Avrupa, Avustralya ve ABD’de kaybolan Suriyeli çocuk sayısının 40 bini aştığı belirlendi. Irak makamları ise son 10 yılda kaçırılan çocuk sayısının 35 binden fazla olduğunu belirtiyor. ŞİMDİ SIRA FİLİSTİN'DE Türkiye gazetesine bilgi veren Filistinli yetkililer sadece 7 Ekim’den bu yana kaybolan, hiçbir izine ulaşılamayan çocuk sayısının 2 bini aştığını ifade etti. Uluslararası araştırmalar, kaçırılan çocuklardan yalnızca 4’te birinin evlatlık edinmek isteyen ailelere verildiğini geri kalanların pedofili sapkınlığı, organ ticareti ve gençlik iksiri olarak görülen kanları için istismar edildiğini rapor ediyor. MOSSAD’IN ŞANTAJ APARATI Gazze katliamına batılı ülkelerin verdiği desteğe vurgu yapan New York Polis Teşkilatı eski Toplum Koordinatörü Erhan Yıldırım, “Bunlar daha kirli ağın en küçük parçası. MOSSAD yıllardır bu ve benzeri sapkınlıklar üzerinden olağanüstü bir şantaj aparatı kurdu. Dünya siyasetine yön veren birçok kişi bu tuzağa düştü. Son Gazze faciasına karşı Batı’da oluşan siyonist destekçisi tutum şantajın açık bir göstergesi" dedi. ASIL ELEBAŞI RUPERT MAXWEL Birçok Batılı yöneticinin ya da kritik mevkiyi işgal eden şahsın bu suç dosyalarında yer aldığını belirten Yıldırım "Şu ana dek 900 sayfalık bir rapor hazırlandı. Epstein’de işlenen suçlara karışan 3 bin kişinin görüntü ve bilgi dosyası kayıp. Şu an bunlara ulaşılmaya çalışılıyor. Olayın görünen yüzü eski bir İsrail askeri ve istihbaratçısı olan Jeffrey Epstein ancak asıl aktör, siyonist medya patronu Rupert Maxwel’dir. Ehud Barak ve MOSSAD projenin bir diğer arka plan unsurları” dedi. MOSSAD AJANI İFŞA ETTİ Çocuk ticaretinin 150 milyar dolarlık bir endüstri boyutu kazandığını hatırlatan Yıldırım, bu noktada ilginç bir bilgi daha verdi ve Epstein skandalı ile ilgili ilk sızıntının CIA ya da FBI’den değil Pentagon’dan geldiğini ve Arie Ben Menahşe adlı MOSSAD ajanının da skandalı doğruladığını kaydetti. Yıldırım “Buna gerekçe olarak da İsrail odaklı askerî yapılanma ve stratejiden Pentagon içerisinde ciddi rahatsızlık duyuluyor. ABD’yi bu bataklıktan kurtarmak isteyen irade bu sapkın ağı patlattı” diye konuştu. MARAŞ DEPREMİNDE DE SAHNEYE ÇIKTILAR Erhan Yıldırım şöyle devam etti: İsrail-MOSSAD güdümlü yapıların savaş, sel ve deprem gibi felaketleri fırsat olarak görüyorlar. Batılı partnerleri ile birlikte hareket eden bu karanlık odaklar Haiti depreminde 30 bin çocuğu kaçırdı. O dönem özellikle Hillary Clinton Vakfı ve benzer kuruluşlar özel bir misyon ifa etti. Bu körpe bedenler organ ticareti, gençlik tedavisi ve pedofili gibi aşağılık suçlara kurban edildi. Bizim 2023 depreminde de sahaya indiler. Herkesin gördüğü Hataylı çocuğun Hollanda’da ortaya çıkışı başka ne ile izah edilebilir? Yetkili merciler çok erken harekete geçmese o ilk 3 gün binlerce çocuğu kaçırmayı planlıyorlardı. Her yerde taşeronları var ve özellikle terör gruplarını etkin bir biçimde kullanıyorlar. ... Devamını Oku

NASA, tüm zorluklara rağmen uzayda harika işler ortaya koymaya devam ederken, geçtiğimiz yıl Ay misyonuna yeniden başlama müjdesini verdi. Artemis 2 görevi ile bir kez daha Ay'a insanlı yolculuğa hazırlanan NASA'da bu sefer işler beklendiği gibi olmadı. Son dönemde uzay araçlarında yaşanan sorunlar Ay'a inişi ileri tarihe erteledi. GÜVENLİK ENDİŞESİ NASA'dan yapılan yazılı açıklamada, uzay aracıyla ilgili güvenlik endişelerinin yanı sıra astronotların giysisi ve iniş araçlarıyla ilgili sorunlar yaşandığı belirtildi. Açıklamada, bu kapsamda astronotların aya inişinin Eylül 2026'ya ertelendiği bilgisi verildi. Projenin tarihindeki değişikliğin başlıca nedenini "mürettebat güvenliği" olduğu vurgulanan açıklamada, ekiplerin tüm zorlukları titizlikle ele aldığı ifade edildi. 'EKİPLER ZAMAN KAZANIYOR' NASA Başkanı Bill Nelson, yaptığı açıklamada, "Güvenlik bizim en önemli önceliğimizdir." ifadesini kullandı. Nelson, söz konusu gecikmelerin Artemis ekiplerine zorlukları aşmak için daha fazla zaman kazandıracağını kaydetti. 4 ASTRONOT GÖNDERİLECEK Artemis Misyonu bağlamında Ay'a bilimsel incelemelerde bulunmak üzere 4 astronot gönderilmesi planlanıyor. ABD, aynı program çerçevesinde Ay'da kalıcı bir üs kurulması ve Ay'ın hem Mars yolculuğu için bir durak olarak kullanılması hem de burada değerli madenlerin çıkarılmasını öngörüyor. ... Devamını Oku