Haber Kanalı: korkusuz

Anasayfa
Fırtına sonrası havalar soğudu: Tezgahlarda balık bollaştı ... Devamını Oku

Ege Denizi'nde fırtına sonrası havanın soğuması ile balık çeşitlenip, bollaştı. Hamsi en çok ilgi gören balık olurken, İzmir Balıkçı İşadamları Derneği Başkanı Mehmet Şahin Çakan, bolluğun tezgahlara ve fiyatlara yansıdığını söyledi. Ege Denizi'nde yaşanan ve balık avcılığını vuran fırtına, etkisini yitirdi. Fırtına sonrası havanın soğuması ile balık çeşitlenip, bollaştı. Sardalya ve hamsinin kilosu 70, palamut 60 liradan satışa sunulurken, çipuranın kilosu 250 liradan başlayan fiyatlar ile tezgahta yerini aldı. Hamsi ise en çok ilgi gören balık oldu. İzmir Balıkçı İşadamları Derneği Başkanı Mehmet Şahin Çakan, bolluğun tezgahlara da yansıdığını ifade etti. Her yıl ocak ayında fırtına nedeniyle balıkçılığın sekteye uğrayabildiğini ancak kısa süreli yaşanan bu durumun balık çeşitliliğini azaltmadığını söyleyen Çakan, "İklim şartları çok değişti. Bir gün lodos eserken bir gün poyraza dönebiliyor. Ancak bu durum rüzgarın etkisi geçince bitiyor. Çok ciddi bir hamsi bolluğu yaşandı. Havaların soğuması balıkların bir araya toplanmasını sağladığı için balık avcılığı rahat yapılabiliyor. Balıkların azalması gibi bir durum yok. Hava şartları normale döndüğü her gün, balıkçılık artıyor. Şu an halk en uygun fiyatlı balığı yiyor. İnsanlar daha çok balık tüketebilir. Hamside de en bol dönemini yaşadık. İşlerimizin çok daha iyi olacağını düşünüyorum" dedi. İzmir'in önemli balık satış noktalarından Havra Sokağı'nda balıkçılık yapan Cebrail Bekiroğlu, çeşitlilik açısından verimli bir sezon geçirdiklerini belirtip, "Vatandaşlar en çok sardalya, hamsi, istavrit, palamut gibi çeşitleri tercih ediyor. Sezonu olduğu için bu balık çeşitlerinde bolluk yaşanıyor. Bu balıkların kilosu ortalama 70 TL. Genel olarak da balığın fiyatı, kırmızı et ya da tavuk etine göre daha uygun. Özellikle bu sezonda vatandaşlara bol bol balık tüketmelerini tavsiye ediyoruz" diye konuştu. Balıkçı Hasan Öztem de havaların soğuk olmasının balıkların daha çok yağlanmasını ve lezzetli olmasını sağladığını belirterek, fırtına olmadığı sürece balık sezonun iyi gittiğini belirtti. ... Devamını Oku

Pençe Kilit operasyonundan acı haber: 9 şehit, 5 yaralı ... Devamını Oku

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Pençe Kilit operasyon bölgesinde PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan askerlerin sayısının 9'a yükseldiğini, yaralı asker sayısının da 5 olduğunu açıkladı. Hakkari'nin Çukurca ilçesinin karşısındaki Irak toprakları içinde yer alan Metina Vadisi ile Zap, Avaşin ve Basyan bölgelerinde 17 Nisan 2022 tarihinde başlatılan Pençe-Kilit hava destekli kara harekatı bölgesinden acı haber geldi. Milli Savunma Bakanlığı (MSB), bölgedeki bir askeri üsse sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan asker sayısının 9'a yükseldiğini, yaralı asker sayısının ise 5 olduğunu açıkladı. MSB'den yapılan açıklamada şöyle denildi: * Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde 12 Ocak 2024 tarihinde bir üs bölgemize sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada ağır yaralanan iki silah arkadaşımız daha yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuş, şehit olan kahraman silah arkadaşlarımızın sayısı sekize yükselmiştir. * Bölgede devam eden operasyonlarda etkisiz hâle getirilen terörist sayısı 15’e yükselmiştir. * Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz. Irak'ın kuzeyinde sürdürülen Pençe- Kilit Harekatı bölgesinde, bir üs noktasına sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada Piyade Sözleşmeli Er Kemal Batur şehit oldu. Şehidin acı haberi, Vali Yardımcısı Resul Özdemir ve beraberindeki askeri heyet tarafından Niğde merkeze bağlı İlhanlı Mahallesi'nde yaşayan baba Cuma ve anne Hatice Batur'a ulaştırıldı. Oğullarının şehadet haberini aldıktan sonra fenalaşan Batur çiftine hazırda bekletilen sağlık ekibi müdahale etti. Şehidin baba evine Türk bayrakları asılırken, yakınları ve komşuları da taziye için eve akın etti. Bekar ve 4 kardeşin en büyüğü olduğu öğrenilen Şehit Batur, memleketindeki törenle son yolculuğuna uğurlanacak. ... Devamını Oku

Güngören'de taraflar sahaya girdi: 13 yaşındaki çocuklar darbedildi ... Devamını Oku

Güngören'de Haznedar İdman Ocağı ile Zeytinburnu Yeşiltepe spor arasında oynan U-14 final maçı sonunda, Haznedar taraftarları sahaya inerek karşı takıma saldırdı. Yeşiltepe Spor Kulübünün Başkan Yardımcısı Emel Sungur, Çok büyük bir kaos yaşandı, 13 yaşındaki çocuklar darbedildi. Hocalarımızdan ikisini darbettiler" diye açıklama yaptı. U14 A ligi Final müsabakasında 10 Ocak Çarşamba günü saat 10.30'da Haznedar Ocağı ve Zeytinburnu Yeşiltepe kulübü karşı karşıya geldi. Maçın son dakikalarına doğru Yeşiltepe oyuncusuna yapılan faule tepki gösteren Haznedar yöneticileri ile rakip yöneticiler arasında tartışma çıktı. Maç Haznedar'ın 4-1 üstünlüğüyle biterken çıkan tartışma nedeniyle, onlarca taraftar sahaya indi. Taraftarlar, Yeşiltepe yöneticileriyle 13-14 yaşlar arasındaki oyuncularının üzerine doğru koşmaya başladı. Yöneticilerden bazıları soyunma odalarına kaçarken oyuncuları da dışarı doğru kaçtı. Yeşiltepe Teknik Direktörü Adil Demirbağ'ı yakalayan taraftar, Demirbağ'ı yere yatırıp tekme tokat darbetti. Arbede bir süre sonra son bulurken, bilinç kaybı yaşayan Demirbağ ambulans ile hastaneye sevk edildi. Zeytinburnu Yeşiltepe yöneticileri, Haznedar İdman Ocağı'ndan şikayetçi olacaklarını dile getirdi. O anları bazı taraftarlar cep telefonu kameralarıyla kaydetti. Darbedilen Yeşitepe kulübünün Teknik Direktörü Adil Demirbağ, "Maç 4-1 oldu. maçın bitmesine son 3 dakika kala kaptanları, bizim oyuncumuza faul yaptı. Hocaları da, 'Faul yok' dedi. Bize yönelik hakarette bulundular. Sonra taraftar sahaya indi ve bizi kovalamaya başladı. Tribünde 100-200 kişi vardı hepsi sahaya indi, hem U14 çocuklarını hem de bizi kovaladılar. Beni darpbettiler, en son hastanede uyandım" dedi U-14 takımının hocası Ömer Yörük ise, "Rakip bizi yendi ve şampiyon oldu, onları tebrik ediyoruz. Maçın sonlarına doğru rakip takımın hocası Süleyman Cesur, bize istenmedik el kol hareketleri yaptı ve laflar söyledi. Süleyman hoca bir şey söylemek için giderken, beni arkadan başka bir hoca itti. Ondan sonra seyircilerden 20-30 kişi sahaya inerek üzerime gelmeye başladı. Bir tanesi yumruk attı bana. Ben o sırada hakem odası vardı kendimi oraya attım. Diğer hocamız soyunma odasına kaçarken dayak yedi. Hakemle de konuştuk tek tek not aldı. Yardımcı hocaları şunu dedi o sırada, ' Hocam maç bitti niye not alıyorsunuz?'" diye konuştu. Kulubün Başkan Yardımcısı Emel Sungur, " Hazneder İdman Ocağı takımıyla maçımız vardı, deplasmandaydık. Final maçıydı. Oyuncularımızla beraber sadece yönetim olarak gittik. Seyirci götürmedik. Maç normal başladı gayet iyi gidiyordu fakat, maçın sonlarına doğru rakip takımın Hocaları bize sataşmalara başladı. Bütün maç boyunca inanılmaz bir taraftar hakareti ve küfürleriyle karşılaştık. Kafamıza sular atıldı. Çok büyük bir kaos yaşandı, 13 yaşındaki çocuklar darbedildi. Hocalarımızdan ikisini darbettiler. Özellikle hocalarımızdan birisi ağır yaralandı, ambulansla hastaneye götürüldü. 13 yaşındaki çocuklarımızın vücuduna koca koca insanlar vurdular. Biz yapmayın dediğimizde, 'Oh size iyi oldu' dediler. Çok üzücü ben bu olayda karşı takımın ceza almasını istiyorum. Polis istememize rağmen polis desteği gelmedi. Oranın güvenlik ekipleri bizim 5 kişilik ekibimizi tehdit edip" şeklinde konuştu. (DHA) ... Devamını Oku

Geçen maçtaki Cengiz Ünder şovundan sonra bu maçta da Dzeko nazire yaparcasına 3 golle ilk yarıdan gözlerimizin pasını sildi. Fenerbahçeli oyuncular futbol adına yapılması gereken güzellikleri nizami bir şekilde yerine getirdi. Rakibe üçüncü bölgede presli oynadılar, çıkarmadılar Konyaspor’u. Rakip kaleye çizgilerden inerek heyecan yaratan ortalar yaptılar. Merkezden de ver-kaçlarla çok kolay deldiler rakibin savunmasını. Taç atışını çabuk kullanarak rakip savunma arkasına da sarktılar. Dzeko, Fred, Ferdi, İrfan Can çok iyiydiler. Maçın ilk golünde çiçeği burnunda yeni FIFA kokartı takan hakem Kadir Sağlam’ın gördüğü ve ‘Oyna’ dediği pozisyona ‘VARgıtay’ ‘Gel de bir bak ekrana’ dedi. Fenerbahçe’nin garanti penaltısını vermek mecburiyetinde kaldı uyur gezer, sözde FIFA hakemi Kadir Sağlam! İkinci yarıda oyuna giren Batshuayi de gol tufanından payına düşeni alarak görevini yerine getirdi. Fenerbahçe’nin bu bol gollü galibiyeti olmasaydı geçen maçta 3 gol, 1 asistle oynayan Cengiz’in bu maçta yedek soyunması ciddi sıkıntı yaratabilirdi İsmail Kartal hoca için. Şampiyonluk yolunda ilerleyen Fenerbahçe’nin sorunları kendi kendine yaratmaması, takımın sinir uçları ile oynanmasına müsaade etmemesi gerekir. ... Devamını Oku

‘Alkol’ sizi kandırmasın ... Devamını Oku

Eşinizle yalnızca alkol aldığınızda seks yapa­biliyor olmanız, diğer durumlarda rahat ol­madığınızı bir performans kaygısı yaşadığınızı gösteriyor. Herkesin içinde baskılayıcı ya­saklayıcı ve sürekli eleştirip yargılayan bir iç ses vardır. Birkaç kadeh alkol bu iç sesi susturup psikolojik bir rahatlama sağladığı için performans kaygısı olan erkekler için faydalı olabilir. Ancak sürekli buna sığınmak ya da alkolü abartmak zamanla hem alkol bağımlılığına yol açabilir, hem de tam tersi bir etki yaratarak cinsel istek ve uyarılmanın tü­müyle bitmesine neden olabilir. Alkolle geçici çözümlerle vakit kaybetmek yerine cinsel­likte performans kaygısı yaratan nedenlere odaklanmanız ve yan etkisi olmayan kalıcı çözümler bulmanız daha uygun olur. Cinsel terapi bu konuda yardımcı olabilir Kadınlarda uyarılma ve orgazm bozuklukları sık karşılaşılan bir durumdur. Uygun bir tedavi yapabilmek için öncelikle organik psikolojik ayrımını doğru yapıp nedenlerini iyi bilmek gerekir. Vajinanın fizyolojik yapısı, bazı hastalıklar, ameliyatlar ve ilaç kullanımı hissizleşmeye, uyarılma ve orgazm bozukluklarına neden olabilir. Psikolojik nedenler arasında olumsuz beden ve cinsellik algısı, tutucu bir ailede yetişme, çocukluk ya da ergenlikte yaşanan cinsel istismar ve travmalar vardır. Ayrıca kadında başka bir cinsel işlev bozukluğunun olması olması, eşte erken boşalma ve sertleşme sorunu ya da cinsel deneyimsizlik ve yetersizlik, mahremiyet eksikliği, kötü bir eş ilişkisini, eşlerden birinde olabilecek psikolojik hastalıklarda orgazm bozukluklarına neden olabilir. Sizin durumunuzda baştan beri hissetmeme durumu yaşamanızdan organik bir nedene bağlı olma ihtimali güçlü görünüyor. Bu nedenle öne bir kadın doğum uzmanı sonra cinsel terapiste gitmeniz uygun olur. ... Devamını Oku

Umutlu olup olmadığımı sorarsanız... ... Devamını Oku

ve yaşam kalitemi katleden sonra, ... O süreçte hem videolarıma hem de yazılarıma ara verdim... Doktorumun programına göre günü ancak hazır hale gelecektim... Ama... günü (Dün) ... En azından diş kliniği süreci sona erdi... ★ Aynı gün, Hatta: ve dünya için “ olduğunu... iddia eden bir video izledim... ★ Sadece bir dönem yaptığı başkanlık serüveninin yanı sıra: ’ı (9 Haziran 1917-1 Ekim 2012) hatırladım... ★ Ne alâka mı?... Anlatacağım ama önce ve kısaca: ’dan söz edeyim... ★ Uzun süre , çok dilli ve çok kültürlü bir entelektüeldi... sürerken... ise hazırlık halindeyken dünyaya gelen ’ın doğduğu ve Ve... ★ Yüzyılın bütününe hâkim olan iki dünya savaşı sadece: Ve... ★ Bu acıların canlı tanığı olan ... in yanı sıra: ... Ve... ... ★ ın son çeyreğiyle ın ilk çeyreğinde: dan daha ziyade... yaşanacağını... Askeri çatışmalardan kaçınma kabiliyetlerinin gelişeceğini: Dünya savaşlarını çıkarabilecek tek güç nin de... Kendi içinde, dünyanın jandarmalığından vazgeçerek, ... rol oynayacağını öngördü... ★ eğer biraz biri olsaydı... Meselâ Bugünlerde, bir kez daha seçilirse yapacağını taahhüt ettiği şeyleri: Hem Hem de en az bir dönem daha ★ da gibi ... Siyasi ve iktisadî tarih konusunda bilgi sahibi yapılacak bir Hem Hem de: olacağı kanısındayım... Ama: diye sorarsanız... derim... “Bir entelektüel için, sömürülenlere merhamet göstermek, geniş kapsamlı akli sistematiğin estetik çekiciliğine kapılmak ve esaslı bir cahillik-zevksizlik karşıtlığı geliştirmek kaçınılmazdır...”. o ki: , demokrasilerin kaybedeceği seçimlerin son yılı olacak... ’le birlikte tüm dünya ülkelerinde... Demokrasiye dönüş yapacak siyasi kadrolar kazanacak... Eğer... : ... yazmasa bazı gelişmelerden haberimiz olmayacak... Ya da şöyle söyleyeyim: İktidar yanlısı medya, ve konusunda haber sevindirici de olsa... Müşterileri (!) olduğu için: Bunları haber yapmıyor... ise: diye vermiyor... ★ (Bence) ... Haliyle... Haberin iyi ya da kötü olup olmadığına değil: düşüncesiyle bu tür haberleri yazıyor, yorumluyor... ★ un köşesinde verdiği haber, kısaca şöyle: Türk televizyon piyasası ’ün ilk gününe dan gelen çok şaşırtıcı bir haberle başladı. Televizyonunda yayınlanan ortalığı yıkıp geçmişti. Kırk sekiz yıl sonra bu durum şimdi tersine döndü. İşte o pembe dizilerin anavatanı ’da yılında en çok izlenen ★ Canlarım: Yanlış yazmadım... Bunu bizzat kendisi açıklamış... bu haberi verdiğinde ’ın yayınlanması yasaklanmamıştı... Gerçi de önceleri cezasına çarptırılmıştı ama... Sonradan: İktidarın istediği şekilde dönüştürüldü... Ve yine yayını başladı... ★ Ancak... ... Ve... buluyor... ise hem nalına hem mıhına vuruyor (İzliyordum...). ★ nda böylesine başarılı olduğumuz bir süreçte... Bu iki başarılı diziye yasak getirilmesi: Olsa olsa: kendilerine rahat vermeyen için bir almak amacıyla toplandılar... Öyle bir yol bulmalıydılar ki... nin gelişinden haberdar olup dolabından hemen uzaklaşmalıydılar... Genç bir fare: diye önerdi... Genç farenin ği gibi de Ancak... gülümseyerek keyiflerini bozdu: dedi, ★ ’ı ve tarih konusunda sahibi yapmak... Ona: Ama... okurlarımın tepkisini çekeceğimi bildiğim halde... ’ın hem hem de için yararlı işler yapabileceği kanaatimi tekrarlıyorum... Ancak... ’ın anlayışı: ★ Kendisini eleştirenleri mahkeme kapılarında süründürmek yerine: Eleştirilmesine sebep olan yanlışları yapmasa... Toplumun tamamına: İnsanca yaşama imkânı sağlasa... Hiç ★ Sorun: a, bunları anlatabilecek nin: ’a giremeyişi... Girebilenlerin de bunları Ayşe Buğra: Hukuksuz yargılamaların yapıldığı bir yerde kimsenin güvenliği yok, ormanda yaşar gibiyiz ve yazı işleri adeta: Aynı yerden emir almış gibi başlık attılar: ★ Soru: Olabilir... Zira... Hepsi zeki çocuklar... Yani: durumu yüksek çocuklar... ★ Ancak: de olabilir... Aynı anda hepsinin aklına bu başlığı atmak gelmiş olabilir yani... ★ Olmaz... Çok zekice bir başlık olabilir mi?.. ... Devamını Oku

Murat Kurum’un hayali bu mu? ... Devamını Oku

tarafından İstanbul’a başkan adayı olarak atanan seçimi kazanır mı bilemem ama daha ilk günden bir aday olduğu kesin. Geçmişinde yok. Nasıl bilinmiyor. Emlak Konut genel müdürüyken hakkında açılan soruşturmadan sonra nasıl ulaştığını anlayan yok. Bakanlığı döneminde ise o kadar çok iş yaptı ki , seçim kampanyası boyunca önüne bunlar geldikçe merak ediyorum. En ironik olan ise döneminde çıkarılan sonucu son depremde yıkılan binaların hatırlatılması bile çok sıkıntıya sokacaktır. Türkiye’ye taşınması, mahvedilmesi, mağdurlar seçim turları yaparken zora sokacaktır. Elbette yönetime soyunan yapılabilir, da bazı eksikleri ve hataları nedeniyle gittiği yerlerde tutuluyor zaman zaman. Ancak benim dikkatimi çeken destekleyenlerin bu adaya imaj oldu. tanıtmak ve yüceltmek için hazırlanan bir görsel bana çok çarpıcı geldi. tıpkı gibi kolları sıvamış, elinde bilgisayar, başında kask çalışıyor. Çevresinde var. Görünen o ki da İstanbul’a hizmet etmek, bu kente bir şey katmak için değil sağlamak için din üzerinden yapılan olmak üzere aday yapılmış. Adalet Partisi Genel Başkanı CHP’nin İstanbul’da ve diğer büyükşehirlerde savından yola çıkarak iş birliği yapılması çağrısında bulundu. CHP yönetiminin bu uyarılara kulak asmadığını söyleyen bakın mesajında neler yazdı; 2019’da sadece galip gelen , seçime bu kez desteği olmadan giriyor. Bu ise aradaki büyük bir handikaptır. blok halinde zaiyat vermeden giriyor. seçmeni ne yaptığıyla ya da neyi yanlış yaptığıyla ilgilenmez; onu yapar! kimden, nasıl ve hangi aldığını bilemem, bildiğim bir şey var ki o da bizlerin ve son seçimlerde sadece İstanbul’da aldığımız önemsemedikleridir. Bana şimdi diyeceksiniz ki O iş öyle olmuyor maalesef! Seçmen partisini resmen ilan edilmiş bir görmediğinde oy vermiyor kardeşim. görüntüsü, katılan parti oylarının dışında beraberinde getiriyor. Sizler bizleri değil bunu CHP yönetimini ikaz ediniz. Zira bizler tüm iyi niyetimizle gerekeni yaptık! Ne yazık ki olmazsa dahi ülke genelinde zorundayız çünkü aksi halde hukuken bundan sonraki kaybederiz. Aynı şey araması gereken diğer partiler için de geçerlidir! Başta olmak üzere tüm adayların da bunu biliyor ve görüyor olması gerekirdi. Ne yapılmaya çalışılıyor anlamak mümkün değildir. Kimse görmesin. Başta İstanbul olmak üzere ülke genelinde yaşanacaktır. Demedi demeyin! Bakın huzurunuzda son kez çağrı yapıyorum: Bırakın televizyonlarda gereksiz tartışmaları..! Millet İttifakı bileşenlerini, tekrar tekrar arayın, ikna edin, aday koymuşlarsa geri çektirin ve ne yapıp edip büyük bir ittifak kurun. Katılmayanı edin zira bu seçim bundan sonra müspet ya da menfi yönde olacakların önünü açacak bir kader seçimi olacaktır. Şunu asla unutmayın; bu değil Cumhuriyet’le Siyasal İslam rejimi arasındaki ölüm kalım mücadelesidir. Daha neyin peşindesiniz? Biz ve bir telefon kadar yakınız Daha ne diyeyim? Aksi halde sizler de ediyorsunuz, sizleri affetmeyecektir. Merkez olan genel yönetmeni sevgili dostum aradı. dedi. Merakla ne olduğunu sordum. eşsiz mimarisiyle olan bir kentimiz. Bu kentte olduğu kadar görüntüsü de hayli bir bina inşa ediliyor. ve ekibi bu binayı haber yapıyor. Haberin önemli ayrıntılarından biri de bina sahiplerinin yapmış olmaları. Haberde bu da yer alıyor. Bunun üzerine bina sahibi savcılığa suç duyurusunda bulunarak diyor. Savcılık hemen açıyor. ifadeye gidiyor, savcı bu soruyor. Ardından da suçlamasıyla ve istemiyle kamu davası açıyor. Ancak yapılan itiraz sonunda bu makbuzun sayılamayacağı, belediye tarafından kesilmiş bir makbuzun kazandığı gerekçesiyle bu kez kararı veriyor. durumu gülerek anlattıktan sonra dedi. Herkes telaşında. herkes alacağı konuşuyor. Oysa alınacak o kadar da önemli değil. hızla düşüyor, yükseliyor sürekli artıyorsa o kadar da anlamı yok. Dün sosyal medyada yenen bir yemeğin fişini gördüm. Toplam etmiş. Aynı yemekleri yemeğe kalksanız en az ödersiniz. O halde uygulanan tarife da uygulansa sorun kalmayacak. Türkiye’de kişilere istediği gibi hakkı sadece var. Dilediği gibi , beğenmediği kişi ve kurumlara ediyor, takıyor. Erdoğan eski CHP genel başkanı için diyordu. Şimdi yeni genel başkan de diyor. Her iki lakap da aşağılamak için kullanılıyor. Nitekim Erdoğan dedikçe dinleyenler kendisini alkışlıyorlar. hakaret ve aşağılamalarına karşı kimsenin yok. Buna karşı söylenecek bırakın hakareti, eleştiriler bile hakaret tanımına sokuluyor hemen. Çok merak ediyorum, CHP genel başkanı da için bir bulsa ve kullanmaya başlasa ne olur? Anında hakkında savcılığın soruşturma açacağını söylemek yanlış olmaz herhalde. Bu arada bir yandaş yazarın yazısından öğrendim; beğendiği kişilere dermiş. Eğer sevmediği biri ise ondan diye söz edermiş. ... Devamını Oku

Yanaşma aydının dayanılmaz hafifliği! ... Devamını Oku

Uzun yıllar önceydi, şiirsel bir yazı okumuştum.. Hayranlıkla okuduğum bir yazı olduğunu itiraf etmeliyim... İçine epey öfke, hüzün karışmış bir acı gülümsemeyle okuduğumu anımsıyorum... Yazarı, aşina olduğunuz bir isimdi: - Yazının başlığı ise hayli etkileyiciydi: - Uzun ama öğretici bir başlıktı... Bizim uzun yıllardır attığımız çığlıklara denk, acılar içinde nereye başvuracağını dahi bilemeyen insanların acılarına eşit, akıl almaz kumpas ve işkencelerle toprağa düşen yiğit insanların sonsuzluğa karışmalarına koşut bir başlık... Artık alıştığımız tarzda, nefis betimlemelerle başlayan bir yazıydı. “ ” diye başlıyordu... Hani şu kışın ortasında baharı haber veren güzelim çiçekler.. Sonra “ ” diye devam ediyordu... Ardından insanlara geliyordu sıra: - Şahane değil mi?.. Tam Ahmet Altan kalemi... Ama yazı bundan sonra güzelliklerden çirkinliklere, aydınlıktan koyu bir karanlığa doğru devriliyordu... - Ve yazar, büyük bir elem kokusu taşıyan sözcüklerle nereye sürüklendiğimizi o şiirsel anlatımıyla adeta kalbimize saplıyordu: - Sonra?.. Sonrası daha şiirsel, daha büyük bir isyan çağrısı: - Yazı uzun... Yazı çok güzel, giderek yükseliyor ve bir görkemli kreşendo ile sona eriyor... Hani, “ ” dedirten bir manifesto adeta!.. Peki bu yazıdaki “ ”, o kötücül, toplumun yaşamını “ ” çeviren o “ ” kim?.. Yazarın deyişiyle “ ” iktidar! Daha da ötesi bugünün Saraylısı, günün muktediri! İşte tam bu noktada işe, hiçbir yazarın, aydının, kısacası insanın kaçamayacağı şu “kör olası” arşivler karışıveriyordu... Bakalım bu “ ” yazar, çok değil daha dün kısa bir süre öncesine kadar aynı iktidar, aynı Saraylıyla ilgili neler yazmıştı: - - - - Bugün halka “karanlığı” anlatan kalem ile daha dün, bugün suçladığı kişiye yaltaklanan kalem maalesef aynı yazarın kalemiydi!.. Bugün salya sümük ağlaşan, halka “ ” diye direniş çağrıları yapan bu yazar ve takım arkadaşları daha düne kadar, yere göğe koyamadıkları bu iktidarın kapısında boy sırasına geçmişti! Daha önce çok yazdım; bu yazarın “ ” kaç yiğit insan toprağa, hapishanelere, işsizliğe, yokluğa mahkum oldu... O nedenle tekrar etmeyeceğim, ancak bilinmesini istedim; bugünün dijital dünyasında, suçların, günahların eskisi gibi kolayca saklanması olanaksız, bir tuşa bakıyor... Bugün “ ” aydın sıfatlı muhteremleri “ ” diye alkışlayanların da, bu suçluların “ ” geçmişlerini bilmeye hakları var... Hep söylüyorum; muktedir ve hempalarının günahlarına en az onlar kadar batmış olanların, bugün yazdıkları yok hükmündedir... “ ”, “ ” ve “ ” türünden artık iyice bayağılaşmış sözcüklerle, kanına girdikleri bu ülke ve halkına karşı işledikleri suçların hesabını vermiş gibi yapmak o kadar kolay ve ucuz değil... - Uzun yıllar sonra, şu yaşadığımız zavallı ötesi “karanlık” günlerde iktidara yaranmak, elde ettikleri ayrıcalıkları yitirmemek için cansiperane destek gayreti içinde olan “yanaşma” aydın müsveddelerini görünce, bunların ağababalarını anımsadım! Bugünlere gelinmesinin başlıca müsebbiplerinden Ahmet Altan’ı düşündüm; artık özgür olduğu için hatırlatılmayı hakkediyordu haliyle... Ne de olsa, “ ” yaftasını göğsüne iliştirmiş ancak “ ” gördüğünde, bir boş eldiven halinde çöplüğe atıldığında bukalemun gibi renk değiştiren zevat için bulunmaz bir örnek teşkil ediyordu... - ... Devamını Oku

Kırmızı bültenle aranan iki kişi yakalandı ... Devamını Oku

Türkiye'nin Uluslararası Polis Teşkilatı (Interpol) aracılığıyla aradığı iki kişi, Kosova polisi tarafından gözaltına alındı. Kosova polisinden yapılan açıklamada, "FAST-Kosova Kaçakları Aktif Olarak Arama Birimi" tarafından bugün iki ayrı ilde gerçekleştirilen operasyonlarda, Türkiye'nin kırmızı bültenle aradığı iki Türk vatandaşının yakalandığı belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Birinci vakada, FAST birimi ile Viti Polis Karakolu arasındaki işbirliği sonucunda, Türk devlet yetkilileri adına Interpol tarafından uyuşturucu kaçakçılığı suçundan aranan ve 22 yıl 6 ay hapis cezası bulunan 1960 doğumlu Türk vatandaşı M.K gözaltına alındı. İkinci vakada, FAST birimi ile Priştine Merkez Polis Karakolu arasındaki işbirliği sonucunda, Türk devlet yetkilileri adına Interpol tarafından soygun suçundan aranan ve 10 ay hapis cezası bulunan 1983 doğumlu Türk vatandaşı İ.K gözaltına alındı." Yakalanan iki kişi için 48 saatlik gözaltı süresi verildiği aktarılan açıklamada, hukuki sürecin tamamlanmasının ardından bu kişilerin Türkiye'ye iade edilmesinin beklendiği kaydedildi. Kosova'da geçen yılın eylül, ekim ve aralık aylarında Türkiye'nin Interpol aracılığıyla aradığı üç kişi daha yakalanmıştı. ... Devamını Oku

İletişim

iletisim@erkanhaberajansi.com

Sosyal Medya

2024 - © - erkanhaberajansi.com